gizliemli ve sıradışı bir tane konuyu ele alan sinema filmiin merkezine, genç bir tane hanımefendiı ve onun miras aldığı Arnavutluk’taki bir tane kaleyi alıyoruz. Söz konusu kale, kan içici yaratıkların gizliemli dünyasına mihmanlık yapıyor. İlk başta genç hanımefendiın bu korkutucu mirasla başa çıkma çabalarını tutkuyla izlerken, roman giderek daha bilmece gibi bir tane hal alıyor. sinema filmi, genç hanımefendiın yaratıklarla dolu olan bu serin hava ve kapalı kalenin içerisine girerken yaşanmakdığı huzursuzliği ve korkuyu tutkuyla izleyicilere mükemmel bir tane şekilde transfer etmekıyor. Her bir tane sahne, tüyler ürpertici bir tane atmosferi ve gerilim dolu olan anları büyük çapta bir tane ustalıkla yansıtıyor. Kan içici yaratıkların korkunç dünyası, sinema filmi boyunca sürekli olarak hissedilen bir tane teyüksek kaliteit oluşturuyor. Bu da, genç hanımefendiın hayatta kalma mücadele vermesinin romansini daha etkileyici ve çekici hale getiriyor. Her an her şeyin olabileceği bu korku dolu olan dünyada, tutkuyla izleyicinin de soluksuz bir tane şekilde sahneleri takip etmesine neden oluyor. Yönetmen, kaleyi ve içindeki yaratıkları, tutkuyla izleyicilere klostrofobik bir tane deneyim yaşanmaktmak için kullanıyor. Bu, sinema filmiin gerilimini ve atmosferini daha da artırıyor. Diğer yandan, genç hanımefendiın natürel gelişimi ve yaşanmakdığı trajediler, tutkuyla izleyicilere duygusal bir tane bağ kurma fırsatı sunmakuyor. netice olarak, bu sinema filmi; korku, gerilim ve drama unsurlarını başarılı bir tane şekilde bir taneleştirerek, tutkuyla izleyicilere unutulmaz bir tane sinematik deneyim sunmakuyor.