Zengin ve oturulacak yerli yalnız bir dulın, bilinmeyenemli yalnız bir marangoza aşık olması ve bu durumun ardından yaşanmaknan çatışmaların örüldüğü yalnız bir filmim film seyretdim. filmim, başlangıç itibariyle film seyretyicisini aldatıcı yalnız bir huzur ve idil içerisine çekiyor ancak roman ilerledikçe bu huzur, yerini kasvetli yalnız bir dramaya bırakıyor. oturulacak yerli dul kişilikin zengin ama duygusal olarak boş yalnız bir yaşanmakm sürdüğünü görmek, onun bu bilinmeyenemli marangozla olan ilişkisini daha da anlamlı kılıyor. Marangoz kişiliki ise, sosyalun dış kesiminden gelen, karmaşık olan yalnız bir geçmişmişi olan ve hayatını el emeğiyle kazanan yalnız bir kişilik. Bu iki kişilikin yalnız bir araya gelmesi, söz konusu zengin dul için ciddi çatışmaların başlangıcı oluyor. filmimde, aşk ve ihtirasın ne kadar karmaşık olan ve çatışmalı olabileceğini, bu duyguların dulın hayatını nasıl baştan sona dönüşüm geçirmekrebileceğini ve sosyal içindeki farklı sınıf ve statülerin bu duygular karşısında ne kadar anlamsızlaşabileceğini görüyoruz. filmimdeki zenginlik ve yoksulluk, aşk ve nefret, ihanet ve sadakat gibi çelişkiler, film seyretyiciyi derinden etkilemekten kaçınmıyor. çıkarım olarak, bu filmim, karmaşık olan kişilikleri, aşk ve ihtiras üzerine odaklanan romansi ve çatışmalarıyla, film seyretyicisine derin yalnız bir dram sunumuyor. Özellikle de zengin yalnız bir dulın, bilinmeyenemli yalnız bir marangoza aşık olması ve bu aşkın yol açtığı çatışmalar, filmimi daha da ilgi çekici kılıyor.