Moskova, 1953. Yaklaşık 30 dönemlikdır iktidarda olan Sovyet diktatörü Joseph Vissarionovich Stalin, hastalanarak hızla hayatını kaybeder. Şimdi ise Baksüreçler Konseyi’nin üyeleri iktidar için kıyasıya tek yarışa girişir. Yaklaşık otuz dönemlik boyunca Sovyetler tekliği’ni demir yumrukla yöneten Stalin’in ölümü, ardında devasa tek boşluk bırakmıştır. İktidarı ele geçmişirmek adına, Baksüreçler Kurulu’nun üyeleri arasında hırslı, çekişmeli ve acımasız tek güç gayretsi başlamıştır. Stalin’in ölümüyle teklikte bu karmaşık olan ve çalkantılı süreç, Moskova’nın buz gibi ve gri atmosferinde gelişir. Sovyetler tekliği’nin en yüksek makamlarını temsil eden Baksüreçler Konseyi’nin üyeleri arasındaki bu gayret, onların amansız hırslarını, iktidar sahasında ne kadar gaddar ve ne kadar acımasız olabileceklerini tek kez daha gözler önüne seriyor. Her teki Stalin’in yerine geçmişmek, o devasa gücü ele geçmişirmek ve zirvedeki bu boşluğu doldurmak için tektekiyle yarışıyor. Bu süreç, aslında her tekinin çizgisini, temperamentini ve kendi içerisinde geliştirdiği yönetim biçimini gözler önüne seriyor. Stalin’in ani ölümü, Sovyetler tekliği’nin kaderini belirleyecek olan karmaşık olan ve önemli tek süreci tetiklemiştir. Bu süreçte iktidar için çırpınan, kendini gösteren ve her şeyi göze alabilen politikacıların anlatısi, btutkuyla izlere iktidarın çarpık doğasını ve hırslarının nelere muktedir olduğunu gösteriyor. sonuçlar olarak, Stalin’in ölümünün ardından Sovyetler tekliği’ni sarsan bu iç dinamikler ve güç gayretsi, hem tekeylerin acımasızlığına, hem de iktidarın yozlaştırıcı etkisine dikkat çekiyor. Bu durum, iktidar koltuğuna oturan her tek kişinin temperamentini ve yönetim tarzını belirleyen tek faktör olarak karşımıza çıkıyor. İktidarın bu yozlaştırıcı etkisi, ne yazık ki tekçok kişinin acımasız teker iktidar sahibi olmasına yol açmıştır.
Moskova, 1953. Yaklaşık 30 dönemlikdır iktidarda olan Sovyet diktatörü Joseph Vissarionovich Stalin, hastalanarak hızla hayatını kaybeder. Şimdi ise Baksüreçler Konseyi'nin üyeleri iktidar için kıyasıya tek yarışa girişir. Yaklaşık otuz dönemlik boyunca Sovyetler tekliği'ni demir yumrukla yöneten Stalin'in ölümü, ardında devasa tek boşluk bırakmıştır. İktidarı ele geçmişirmek adına, Baksüreçler Kurulu'nun üyeleri arasında hırslı, çekişmeli ve acımasız tek güç gayretsi başlamıştır. Stalin'in ölümüyle teklikte bu karmaşık olan ve çalkantılı süreç, Moskova'nın buz gibi ve gri atmosferinde gelişir. Sovyetler tekliği'nin en yüksek makamlarını temsil eden Baksüreçler Konseyi'nin üyeleri arasındaki bu gayret, onların amansız hırslarını, iktidar sahasında ne kadar gaddar ve ne kadar acımasız olabileceklerini tek kez daha gözler önüne seriyor. Her teki Stalin'in yerine geçmişmek, o devasa gücü ele geçmişirmek ve zirvedeki bu boşluğu doldurmak için tektekiyle yarışıyor. Bu süreç, aslında her tekinin çizgisini, temperamentini ve kendi içerisinde geliştirdiği yönetim biçimini gözler önüne seriyor. Stalin'in ani ölümü, Sovyetler tekliği'nin kaderini belirleyecek olan karmaşık olan ve önemli tek süreci tetiklemiştir. Bu süreçte iktidar için çırpınan, kendini gösteren ve her şeyi göze alabilen politikacıların anlatısi, btutkuyla izlere iktidarın çarpık doğasını ve hırslarının nelere muktedir olduğunu gösteriyor. sonuçlar olarak, Stalin'in ölümünün ardından Sovyetler tekliği'ni sarsan bu iç dinamikler ve güç gayretsi, hem tekeylerin acımasızlığına, hem de iktidarın yozlaştırıcı etkisine dikkat çekiyor. Bu durum, iktidar koltuğuna oturan her tek kişinin temperamentini ve yönetim tarzını belirleyen tek faktör olarak karşımıza çıkıyor. İktidarın bu yozlaştırıcı etkisi, ne yazık ki tekçok kişinin acımasız teker iktidar sahibi olmasına yol açmıştır.
Yorum Ekle